Merhaba,
Bugünün konusu şeker lobisi, çırpınışı ve maalesef kapitalizmin getirdiği kirli para oyunları üzerinden sağlığın nasıl etkilendiği ile ilgili olacak. Şekerin sağlık üzerindeki etkileri ile ilgili biraz bilgi vermeye de çalışacağım.
Aslında şeker lobisinin, ki kastettiğim çer-çöp diye ifade edebileceğimiz hazır yemek, paket ürün ve şekerli, tatlandırıcı içecek sektörüdür, kirli çabaları 1960’larda başlıyor. Bu dönemde lobi, obezite, diyabet ve kalp-damar hastalıklarının sebebi olarak şekerin değil de doymuş yağların ön plana çıkarılması için “sözde” bilim adamaları ile çok kirli bir hesap yapıyor. Bu çabalar sonucunda gerçek düşman gizlenirken, masum yağlar lanetlenerek bugüne dek geliniyor. En nihayetinde yağ deyince “Aman!”, şeker deyince akan sular durur hale geliyoruz. Bu son yıllara dek bu şekilde, şeker lobisini oluşturan firmaların da istediği yönde ilerliyor iken gerçekler yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başlıyor. Son yıllarda şeker tüketimi ile obezite, diyabet ve kalp-damar hastalıkları arasındaki sıkı fıkı ilişkiyi ortaya çıkaran bilimsel araştırmalar bir bir yayınlanmaya başladı. Mart 2015 tarihinde dünya sağlık örgütü (WHO) beslenme kılavuzunda, özellikle çocukların şeker alımının kısıtlanmasını, bunun diyabet ve obezite gibi iki önemli halk sağlığı sorununun önlenmesinde rolü olduğunu bildirdi. Birkaç ay önce şeker tüketimi fazla olan kişilerde tip 2 diyabet sıklığının önemli bir oranda arttığını bildiren bir bilimsel yayın çıktı. Vee bunun üzerine, içinde çok iyi bildiğimiz, market raflarını süsleyen kahvaltılık gevrek üreten bir firma ve dünyada milyarlarca insanın tükettiği şekerli ve sözde “light” ama benim gözümde içinde ne kadar tatlandırıcı olduğu bile bilinmeyen, bol tatlandırıcılı (tatlandırıcıların zararları konusunda pek çok paylaşımım vardır sosyal medyada) içecek firması olan firmalar (ben onlara şeker lobisi diyorum) harekete geçti. Bu hareketlenmeyi, son zamanlarda çıkan gerçek bilimsel verilere ve bireylerin bilinçlenmeye başladığını görmelerine bağlıyorum. Bizim gibi bilinçli ve okuyup, araştıran, bilim ve sağlıkla ilgilenenlerin sayısı arttıkça işleri daha da zorlaşacak bundan eminim. Sadede gelelim, ne yaptılar biliyor musunuz? Aralık ayında çok prestijli bir iç hastalıkları dergisinde, şekerle ilgili bilimsel çalışmaların bir gözden geçirilmiş hali olan bir makale yayınlattılar ve bu yayında şekerin bu kötü hastalıklarla ilgisinin, mevcut çalışmalarla desteklenemeyeceğini söylediler, ya da daha doğru ifade ile söylettirdiler. Bu gözden geçirme tipi yayınlara bilim camiasında derleme diyoruz. Peki derlemenin yazarlarıyla ilgili hangi gerçek ortaya çıktı tahmin edin bakalım. Söz konusu bilim adamlarının bu lobiden finanse edildiği ortaya çıktı. Ne kirli bir hesap ve pazarlık değil mi? Ancak ortada dönen kapitalin boyutunu düşününce şaşırmıyorum inanın. Para söz konusu olunca sağlık gibi milyarları ilgilendiren konular önemsizleşiyor bu devirde. (Renkli bölümlere tıklayarak ilgili kılavuz ve makalenin orijinaline ulaşabilrsiniz).
Neyse tüm bu gelişmelerden ortaya çıkan sonuç: "şeker" dostunuz değildir, hatta sizi öldürebilecek hastalıklara zemin hazırlayabilir. Kendinizi ve çocuklarınızı şekerden uzak tutmanızı öneririm. Bütün bu öldürücü nitelikteki hastalıklar için “Ben yapmadım, o yaptı!” şeklinde suçlu olarak gösterdikleri “sağlıklı yağlar” ise dostunuzdur. Günlük beslenmenizde sağlıklı yağlara, miktarları abartmadan mutlaka yer verin. Hep söylerim, beslenmede abartılan her şey zarar verebilir. Sevgi ve sağlıkla kalın, ve unutmayın iyi beslenin.
21.12.2016
Henüz Yorum Eklenmemiş
Yorum